Öne Çıkan Yayın

📚Aylak Adamı - Yusuf Atılgan || KİTAP YORUMU!

''Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi.'' cümlesiyle başlayıp   ''Sustu....

30 Mart 2018 Cuma

📚Hachiko - Leslea Newman | KİTAP YORUMU!



📖 "...Ve böylece günler geçti. Hachi, kiraz çiçeklerinin açtığı ilkbaharda da tren istasyonunda bekledi, yağmurların yağdığı yaz ayında da. Yaprakların renk değiştirdiği sonbaharda da bekledi, karların düştüdüğü kışta da. Günler günleri kovaladı ve Hachi her gün, saat tam üçten önce Profesör'ü karşılamak için istasyona geldi. Ve her gün hayal kırıklığı yaşadı. Ama asla umudunu yitirmedi."

Merhaba😊

Bir hayvansever olarak benim için yürek burkucu bir kitap oldu. Çoğunuz biliyordur belki ama bilmeyenler için konusunu özetleyeyim. Hachi, Profesör Ueno'nun henüz yavruyken sahiplendiği Akita cinsinde uysal bir köpektir. Sahibine her gün tren istasyonuna giderken eşlik eder ve her gün aynı saatte onu karşılamak için tren istasyonuna geri döner. Bir gün Profesör Ueno, iş yerinde ani bir şekilde hayatını kaybeder. Ancak Hachi yıllarca aynı saatte tren istasyonuna giderek sahibinin dönmesini bekler. Akita'nın bu sadakati insanların dikkattini çeker ve isminin sonuna sevgi ve saygı bildiren -ko ekini getirirler.

Kitap gerçekte yaşanmış bir hikayeye dayanmaktadır ve izlemek isterseniz filmide bulunmakta... Hachiko o zamanlarda Japonya halkına sabretmeyi, beklemeyi, umut etmeyi, sadakati ve arkadaşlığı öğretmiş ve hala da öğretmeye devam etmektedir.

Ortalama bir okuma hızıyla bir saate bitirebileceğiniz, sizi duygusallaştırabilecek ve hatta ağlatabilecek, çerez, tatlı bir roman.  Her yaşa hitap ettiği için, herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. (10/10)

Şimdilik hoşçakalın👋

🍑Rose


23 Mart 2018 Cuma

📚Ahlaksız Teklif - Nicole Jordan | KİTAP YORUMU!




Selam kitap severler~

Kitap 1810 yıllarının Londra'sında geçiyor. Konusu, Londra'nın en çapkın, en ahlaksız asilzadesi Lord Sin'in (Günah) çok sevgili küçük kardeşi Olivia bir adam ile yaptığı gizli buluşma sonrasında sakat kalıyor ve itibarını zedeliyor. Lord Damien Sinclair, kardeşinin itibarını bir nebze olsun kurtarabilmek ve intikamını alabilmek için, Aubrey Trent'i öldürmek yerine süründürüyor, yani bütün mal varığını kumar oynarken kendisine karşı kaybetmesine vesile oluyor. Aubrey'in kardeşi Vanessa, ağabeyi yüzünden düştükleri bu zor durumdan kurtulmak için Lord Sin'e kız kardeşi için refakatçi olmayı öneriyor fakat Lord Sin'in Vanessa için daha farklı planları var.

 Vanessa, hasta annesi ve genç iki kız kardeşi için Lord Sin ile bir anlaşma yapmak zorunda kalıyor. Akılsız ağabeyinin borçlarını silmesi karşılığında Lord Sin'in metresi olmayı ve kardeşi Olivia'ya refakatçilik etmeyi kabul ediyor. Ancak işler ne Vanessa'nın umduğu ne de Lord Sin'in istediği gibi gidiyor.

Ahlaksız teklif, tutku dolu bir kitaptı. Bazen olayların gidişatından hoşlanmadım, bazen hoşlandım. Bazen karakterleri haklı ve haksız buldum. Bazende fazlasıyla sinirlendim.
Özellikle Lord Sin'in bir arkadaşının söylediği şu sözlere: "Her kadın satılıktır. Tek soru fiyatının ne kadar olduğudur."
Sanırım bu sözler o zamanın Londra'sında kadınlara biçilen değeri bir hayli ölçmektedir.

Benim için çerezlik bir kitaptı ve o zamanların Londra'sının ahlaksız yönlerine tanıklık etmiş oldum. Çok iyi olmadığı kadar çok da kötü değildi. Eğer konusu ilginizi çektiyse ve bu tarz kitaplar hoşunuza gidiyorsa okunması tavsiye olunur. Ancak içerisinde bir takım cinsel unsurlar da  yer aldığı için en az 16 yaş sınırlaması olması gerektiğine inanıyorum.

📖Alıntılar...

🌷"Geçmişi değiştiremeyiz. Sadece geleceğin daha iyi olması için çaba gösterebiliriz.."

🌷"Daha yakın olmak istiyorum. O kadar yakın ki, sen olmadan nefes almamalıyım," diye fısıldadı Damien.

🌷"Maskeli baloda gördükleri yüksek sosyetenin yansıması gibiydi; erkekler metreslerine sağdık kalırken, eşlerine oldukça az değer veriyorlardı."

🌷"En derin bağlar bile güçlü bir azimle koparılabilirdi."

Şimdilik hoşçakalın~

Rose🍑

18 Mart 2018 Pazar

📚Bülbülü Öldürmek - Harper Lee || KİTAP YORUMU!



(Pamuk: "Bi hüzünlendim ki sorma gitsin.")

Evet Pamuk bile dile geldi kitap severler, gerisini siz düşününün. Sizi sıkmadan hemen kitap yorumuna geçeyim.


Scout ve Jem adlarında iki kardeşin kasabada geçen günlük hayatını konu alıyor. Yaşlı komşuları Radley'i evden çıkartmaktan başka bir amaçları olmayan bu çocukların başlarından geçen olaylarla olgunlaşmaya başladıklarını göreceksiniz. Babaları kasabada saygı duyulan bir avukattır.Kimsenin kabul etmediği tecavüz davasını kabul etmesiyle kasaba halkı tarafından baskı görür. Bir zencinin haksız yere suçlanmasına göz yummayan avukat, çocuklarına ne söylenirse söylensin dik durmalarını öğütler.Dava ilerledikçe baskı yerini eyleme bırakır. Düşman kesilen davacı, hain planlarına çocukları dahil ederek aileye zarar vermenin yollarını ararlar.


Bir çocuğun gözünden ırkçılığı görecek, adalet,eşitlik, özgürlük kavramlarının aslında isimden öteye geçemediğinin,ön yargıların esiri olan insanların ayrımcılığını, iyilik ve kötülüğün toplum tarafından algılanışını ve bu  düzene karşı çıkan bir avuç dolusu güzel insanla tanışacaksınız. Bu kitabın bize verdiği en büyük ders  elimizi kalbimize götürerek vicdanımızı sorgulatması. Çarpıcı anlatımı, yalın dili, naif dokusu  tüm olumsuz olaylara rağmen içinizi ısıtacak.Okudukça elinizden bırakmayı geçtim hiç bitmesin isteyeceğiniz türden bir roman. Umarım bende çağrıştırdığı duygular siz okuduğunuzda da olur.

📖Alıntı...



(Pamuk: "Niye öyle bakıyorsunuz? Ekmek musaf çarpsın ki ben öldürmedim diyorum.")


''İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.''


"Sen zencileri mi savunuyorsun, Atticus?"
"Elbette savunuyorum. Zenci deme, Scout. Bu kabalıktır."

"Okulda herkes öyle diyor".
"Bundan böyle o herkesten bir kişi eksilecek".

"Söylenecek çok şey vardı ama söylememeye karar verdim."

"Başka insanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim."

"Bazı adamlar vardır, o adamlar... öbür dünyayla o kadar meşguldürler ki bu dünyada yaşamayı hiç bilmezler..."

"Daha başlamadan yüz yıl önce davayı kaybetmiş olmamız demek kazanmaya çalışmayacağımız anlamına gelmez"

"...ama bazen bir adamın elindeki İncil... babanın elindeki viski şişesinden daha tehlikeli olabilir."
"Bizim mahkemelerimizde, beyaz adamın dünyasıyla siyah adamın dünyası karşı karşıya geldiğinde, her zaman beyaz adam kazanır.Bu ne kadar çirkin olursa olsun hayatın bir gerçeği."

"Görünüşte hepimiz aynı türden canlılarız değil mi? Hepimiz etten ve kemikten oluşuyoruz, hepimiz aynı şekilde dünyaya geldik, aynı şekilde besleniyor, aynı havayı soluyoruz.Peki ya yeryüzünde bitmek bilmeyen bu kavgalar, savaşlar neden? Biz neden sürekli birbirimizi üzüyor, eziyor ve tüketiyoruz? Neden birileri sürekli diğerleri üzerinde egemen olma, üstünlük savaşı kurma eğiliminde?"

Nana...

16 Mart 2018 Cuma

📚Başka Bir Gün - David Levithan || KİTAP YORUMU!



Selam Kitap Severler...

Okulumun kütüphanesinde bulunca dayanamayıp bir günde bitiriverdim😆
Öncelikle şunu söylemeliyim ki ufak çaplı bir hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü kitap öyle güzel bir yerde bitmişti ki... Ve ben devam kitabı olduğunu görünce roman kaldığı yerden devam edecek sandım, ancak öyle olmadı. Olaylar ve baş karakterlerin arasında geçen dialoglar aynıydı. Tek farkı, bu sefer Rhiannon'un bakış açısından bakılıp, anlatılmasıydı.

Açıkçası okumadan önce biraz sıkıcı olabileceğini düşünüyordum. Nitekimde başlarda pek zevk alamadım. Çünkü olayları biliyordum. Ancak ilerledikçe daha ilgi çekici olmaya başladı ve sıkılmadığımı fark ettim.
Rhiannon'un düşünceleri, iç dünyası, arkadaşları... A'nın açısından göremediğimiz her şey mevcuttu kitapta ve sevdim. İlk kitabı kadar olmasa da sevdim. Kesinlikle okuduğum için pişman değilim.

Kitabın sonundan yola çıkarak seriye bir kitap daha eklenir diye bir ümit içerisindeyim🙇 David Levithanin kalemini sevdim. En yakın zamanda diğer kitaplarına da göz atmak istiyorum. Kitaba puanım 8/10.

Şimdilik hoşçakalın~

📖Alıntılar~

"Çözmem gerken şeyler vardı. Ama ne olduğu belli olmayan bir şeyi nasıl çözebilirdiniz? Belirsiz şeyler -aşk gibi, çekim gibi- çözmesi en zor şeylerdi."

"Neyi desteklediğiniz hakkında hiçbir fikriniz yokken destekleyici olmak zordu. Karşınızdaki nerede olduğunu bilmenize izin vermiyorsa onun yanında olmanız zordu."

"Bir şehrin adını yeterince fazla söylediğinizde uydurma bir yer gibi hissettirmeye başlıyordu."

"Çoğu zaman aşk, karşındakinin ne istediğini bulmak ve ona vermek gibi geliyor. Bazen bu imkansızdır. Fakat bazense gayet kolay."

"Ölümü aradığımızı sandığımız çoğu zaman aslında aşkı arıyoruz."

🍑Rose..

9 Mart 2018 Cuma

📚Her Gün - David Levithan | KİTAP YORUMU!








Selam kitap severler...

Doğduğunuz günden itibaren gerçekten size ait bir bedenin, adın, soyadın, anne ve babanın olmadığını hayal edin. Her gün farklı bir bedende, farklı bir hayata uyansaydınız ne yapardınız?

A, tam olarak böyle bir yaşam sürmekte. Her gün farklı bir bedende uyanmakta, farklı bir cinsiyete ve isme sahip olmakta. Bir gün uyuşturucu bağımlısı bir erkek, bir gün şişman bir insan, diğer bir gün psikolojisi bozuk bir genç kız, diğer bir gün yasa dışı yollarla ülkeye getirilmiş olan bir hizmetçi, diğer bir gün futbolcu, bir sonra ki gün oldukça sıradan bir insan...
Kitap 5994. gün Justin adında bir gencin bedeninde uyanmasıyla başlıyor. Ruhsuz, umursamaz ve bencil bir genç olan Justin'in kız arkadaşıyla karşılaştığında, olmaması gereken bir şey oluyor ve Rhiannon'a aşık oluyor. Normalde, girdiği bedenlerin, hayatına son derece saygı duyan ve olabildiğince yaşamlarına müdahale etmemeye özen gösteren A, bu kuralını o günlüğüne boş verip Rhiannon'u okyanusa götürüyor. Günü güzel sonlandırdıktan sonra ona veda etmek zorunda kalıyor, çünkü bir daha aynı bedene giremeyecek ve onu göremeyecektir.
Sonra ki günlerde Rhiannon aklından bir türlü çıkmak bilmiyor. Kendine, kalbine engel olamayıp farklı bedenlerle onu görmeye gidiyor. Ve sonunda kimsenin bilmediği varlığını sadece ona gösterip kanıtlıyor.

 Kitabı çok fazla anlatıp heyecanını kaçırmak istemiyorum. Kurguyu çok sevdim. Çok fazla sevdim. Olaylar, cümleler, anlatım tarzı, sonunu bile! Her sayfasında heyecanlandım. Her şeyiyle harikaydı ve sevmediğim hiçbir yanı yoktu. Yazar'ın hayal dünyası beni kendine hayran bıraktı, o kadar çok karakteri bu kadar güzel betimleyebilmesi harika ötesiydi. Kitap hakkında daha söylemek istediğim çok şey var ama okuyup öğrenmenizi tercih ediyorum. Serinin ikinci kitabını elime geçirdiğim anda okumanın hayalini kuruyor ve size de şiddetle tavsiye ediyorum.

Umarım kitabı benim kadar çok seversiniz..

📖Alıntılar~

" Asla cebimde fotoğrafını taşıyamayacaktım. Asla el yazısıyla yazdığı bir mektuba ya da yaptığımız her şeyi gösteren bir albüme sahip olamayacaktım. Asla onunla şehirde bir apartman dairesini paylaşamayacaktım. Asla aynı anda aynı şarkıyı dinleyip dinlemediğimizi bilmeyecektim. Birlikte yaşlanmayacaktık. Başı sıkıştığında aradığı kişi olmayacaktım. Anlatacak hikâyelerim olduğunda arayacağım kişi olmayacaktı. Bana verdiklerini asla saklayamayacaktım. Yanımda uykuya dalarken onu izledim.
Nefes alırken onu izledim. Rüyalara dalarken onu izledim.
Bu anı.
Sahip olacağım tek şey olacaktı.Her zaman buna sahip olacaktım."

~

"Ben olduğumu nereden anladın?" diye sormak zorunda kaldım.
"Bana bakış şeklinden," dedi. "Başka kimse olamazdı."

~

" Rhiannon'un görüntüleri zihnime hücum etti. Bastırmaya çalışıyordum ama bir yerlere haspsetmesi kolay olmuyordu. Devasa bir şey tecrübe ettiğinizde nereye bakarsanız o oradadır ve dediğiniz her kelime olmak ister."

~


"Diger insanların hayatlarını kişisel olarak algılıyordum; arkadaşlarının arkadaşlarım olacağını, ebeveynlerinin ebeveynlerim olacağını hissediyordum. Ancak bir süre sonra durmam gerekti. Bu kadar ayrılığa katlanmak kalbimi fazlasıyla kırıyordu."

🍑Rose...


7 Mart 2018 Çarşamba

📚Yeraltından Notlar - Dostoyevski || KİTAP YORUMU!


Merhaba 👧


Bahsedeceğim eser, Yeraltı ve Notlar olmak üzere iki bölümden oluşan, anlatımı akıcı ve okumaya başladığınız an sizi içine çeken, Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar Kitabı...

Yeraltı bölümünde bazı cümleler paragraf olacak şekilde uzun, bu yüzden tekrar okuma ihtiyacı hissettiriyor. Notlar kısmında ise cümleler tam tersine kısa. Mizahi bir dille yazılmış, daha çok sohbet havasında da diyebiliriz. Kitap sorular sorarak bizi düşünmeye itiyor. Benim en çok dikkatimi çeken kısım şuydu. Kahramanımız, anılarından yazarak kurtulma çabasında ben ise anılarımı hatırlayarak unutma taraftarıyım. Hani bir şeyi ne kadar hatırlamak istersen o kadar çabuk unutursun ya, benimde düşüncemde bu yönde.



Kendini gerçek dünyadan soyutlamış birinin iç çatışmalarının anlatıldığı  bu kitapta kahramanımız 40'lı yaşlarından, gençliğine bir bakış atıp ve onun kendi dünyasına (yeraltına) sığınmasının nedenlerini bize açıklıyor.


İnsanların arasında hiçbir zaman kendine yer edinememiştir. Onlardan daha zeki olduğunu düşünür ve yer edinememesinin sebebi de budur. Genel olarak insanları küçümser. Kendini '' hasta bir adamım ben '' diye tarif eder. Kendisiyle de çok çelişir. Kişi kendisine güvenemeyen biri olduğunu söyler ve sebebini de bilinçli oluşuyla açıklar.( Kesinlikle bende böyle olduğunu düşünüyorum. ) Ona ait olan dünyasında kalabilmek için insanları hayatından çıkarmıştır. Bazen birilerine ihtiyaç duyar, arkadaşlarının arasına girmeye çabalar ama onlarla da yapamaz. Bir türlü onlara benzemeyi beceremez. Çünkü onlardan çok farklı bir dünyası vardır. Sürekli yapamayacağını bildiği şeyleri düşünür.

Eğer hala okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim...



📖Alıntılar...

Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.


- Bazen yüreğimin ta derinlerine zehir gibi acı veren bir düşünce saplanıyordu.


- Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet, hangisi daha iyi?


- Zamanla insan arasına karışmak dost edinmek ihtiyacı duymaya başlamıştım.


- Her insanın hatıralarında, herkese söyleyemeyeceği, ancak dostlarına açabileceği taraflar vardır. Hatta dostlara bile açılamayacak, insanın yalnız kendine saklayacağı sırları da bulunur. Bunlardan başka kendi kendimize bile açmaktan çekindiğimiz konularda vardır ki, bunların sayısı şerefli bir insanın dağarcığında bile hayli kabarıktır.


                                    👧Pony



5 Mart 2018 Pazartesi

📚Alaska'nın Peşinde- John Green | KİTAP YORUMU!





Miles Harter biyografi okumaya meraklı, son sözleri ezberlemeyi seven içine kapanık bir gençtir.
Hayatının büyük belkisini bulabilmek umuduyla uzak bir şehirde yatılı okula gitmeye karar verir.
Kendi halinde bir çocuk olan Miles, karekterine kesinlikle  zıt düşecek insanlarla arkadaşlık kurar.
Bunlardan biri zeki, komik, gizemli kişiliğinin yanısıra gelgitleri olan  anlaşılması zor Alaska'dır.
Miles daha ilk bakışta ondan hoşlanmıştır. Tanımaya başladığındaysa kendini Alaska'nın bilinmezine doğru çekilirken bulur.

İlk içki, ilk şaka, ilk dost, ilk aşk, son sözler...

Bu yazarımızın yalnızca iki kitabını okumuş olmama rağmen iz bırakanlar arasında yerini alıyor.Eğer hala okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim.Romandaki karakterlerin her biri bambaşka bir hikaye barındırıyor ve altı boş değil, sırf bu sebeple bile okuyabilirsiniz.

Hoşçakalın...

 📖Alıntı ...


"Hepiniz keyif almak için sigara içiyorsunuz. Bense ölmek için içiyorum."

"Cenneti ateşe verecek ve cehennemi söndürecek kadar güçlü bir kadın."

"...ve insanlar dengesizdir dostum, insanlarla yaşamaya alışmalısın..."

"Anlayamazdı çünkü öptüğü son kişi o değildi, çünkü tutulamayacak bir sözle geride bırakılmamıştı."

"O kadar çok son söz biliyorum ki. Ama onunkini asla öğrenemeyeceğim."

"...benim hakkımda anlaman gereken şey şu ki ben derinlemesine mutsuz bir insanım."

''Bir şeyin parçalanmamasını dilemeyi bıraktığınızda parçalandıklarında acı çekmeyi de bırakırsınız.''

"Neden iyi insanlar hayatta berbat şeyler yaşar?"

"Bir noktada yara bandını çekip çıkarırsınız ve acıtır ama daha sonra biter ve rahatlarsınız."

NaNa...


2 Mart 2018 Cuma

📚Dönüm Noktası - Charles Dickens || KİTAP YORUMU!


Scrooge, cimri, aç gözlü, tuttuğunu bırakmayan, yalnız ve soğuk ruhlu bir ihtiyar olmakla birlikte, insancıl olan tüm yaklaşımları kendinden uzak tutuyordur ve böylece despot, sevimsiz bir ihtiyara dönüşüyordur. Noel'i bile kutlamayı gereksiz gören Scrooge, bir Noel gününde evine girecekken vefat etmiş olan iş ortağı Marley'in hayaletini görür. Scrooge başta inanmaz ama birkaç evreden geçtikten sonra hayalet ile konuşmaya başlar. Eski dostunun hayaleti, sonunun kendisi gibi olmaması için Scrooge'ye üç ruh geleceğini söyler.

Gerçekten de bu üç ruh Scrooge' yi ziyaret eder ve ona aklı başına gelip, hatalarını anlasın diye bazı anlarda, anılarda bulunma imkanı verirler..

Kısaca kitabın konusu böyle. Ders çıkarılabilecek, ve aslında sonu tahmin edilebilir olan basit tarzda denebilecek bir kitap bana göre. Konusunun benzerlerini daha önce bir çocuk kitabında, bir filmde veya bir çizgifilmde, hatta masallarda bile görmüş, rast gelmiş olabilirsiniz. Yine de Charles Dickens'in kaleminden bu tarz bir şey okumak zevkliydi.
Benim sıkılmadan okuduğum çerez bir kitap oldu. Sizde bunun gibi kısa ve tadında bir kitap okumak istiyorsanız veya merak ettiyseniz okumanızı tavsiye ederim. (6/10)

📖Alıntı...

🎄...Haydutların arasına karışan kız acımasızca tartaklandı. Onlardan biri olmak için neler vermezdim! Böyle kaba olmazdım, tabii. Dünyaları verseler, o örgülü saça dokunamazdım, o saçları bozamazdım. Yaşamım pahasına da olsa, bir tutamını koparamazdım. Tanrı şahidimdir! O gözüpek sürüsü gibi beline dolanamazdım. Bir kere kolumu dolasam, ceza olarak kolum dolandığım gibi kıvrık kalacak gibi gelirdi. Ama o dudaklara dokunabilmeyi, onları aralasın diye ona sorular sormayı, kızarıp bozarmadan o eğik gözlerdeki kirpikleri görmeyi çok isterdim. Santimine paha biçilmez saçlarından tek bir bukleyi salıverebilmek için çocuklar kadar özgür olabilmeyi, yaptığımın değerini anlayacak kadar da erkek olmayı isterdim..

🍑Rose